Elastofibroma dorsi (EFD) sırt nasırı bağ dokusunun nadir görünen iyi huylu bir tümörüdür. Yavaş büyümeye eğilimlidir ve sıklıkla skapula (Kürek kemiği) alt ucu ile göğüs duvarı arasında yerleşim gösterir. ED tipik olarak scapula alt ucu ile kaburgalar arasında yer alır ve M. latissumus dorsi, M. subscapularis, M. rhomboideus ile M. serratus anterior kasları tarafından çevrelenebilir. Orta, ileri yaş ve kadın cinsiyette daha sık gözlenir. 1960 lı yıllarda tanımlanmıştır.
Efd Ne Gibi Şikayetler Yol Açar?
Belli bir boyuta ulaşmadan semptom vermediği için çoğunlukla asemptomatiktir. Genellikle 5 cm ve üzerinde boyuta ulaştığında semptom verir. En sık başvuru semptomları ise ağrı ve görsel şişliktir. Kol omuz hareketleri esnasında ağrı ve nadiren tıkırtı sesi de olabilir. Bunlar dışında nadirde olsa, hareket kısıtlılığı da gözlenebilir.
EFD Neden Oluşur?
Kesin etiyolojisi yani nedeni tartışmalı bir konudur. Etiyolojide en çok mikrotravma (kol hareketleri esnasında kürek kemiğinin sürtünmesi), genetik faktörler ve fibroelastik dokudaki değişimler sorumlu tutulmaktadır.
Ne Sıklıkta Kimlerde Görülür?
Bazı çalışmalarda insidansı %0,23 olarak bildirilse de gerçek insidansı beklenin üzerindedir. Öyle ki otopsi çalışmalarında %16-%24,4 oranında rastlandığı bildirilmiştir. Ayrıca tomografi görüntülemelerinde insidental rastlanma oranı %2- %2,73, 65 yaş üzerinde ise %5,8 olarak bildirilmiştir.
Klinik çalışmalarda %10-%25 bilateral yani iki taraflı oran bildirilmekte olup buna karşın bazı radyolojik görüntüleme çalışmalarında bu oran daha yüksek saptanmıştır. Ülkemizde yapılan, bir çalışmada 4.074 hastanın toraks BT görüntülerinin incelenmesi sonucu ED saptanan hastaların %51,4’ünde lezyonların bilateral olduğu bildirilmiştir. Başlıca kabul gören görüş mikrotravma ve elastin dejenerasyondur.
Bu nedenle özellikle kol kuvveti ile çalışan mesleklerde daha sık olması beklenmektedir. En sık ev hanımlarında gözlenmiştir. Etiyolojide öne sürülen teorilerden biriside genetik sebeplerdir.
Efd De Tanısında Radyolojik Değerlendirme Nasıldır?
ED için radyolojik görüntülemelerin tanı değeri yüksektir. Bu nedenle ED tanısında radyolojik görüntüleme yöntemleri kullanılmakta ve klinik özelliklerle desteklenmektedir. Klinik ve radyolojik görünüm tipikse biyopsi önerilmemekte, ayırıcı tanıda yer alan hastalıklarla alakalı bir şüphe varsa önerilmektedir.
Tanısal görüntülemede MR’ın BT’ye ve USG’ye üstünlüğü bulunmaktadır. Bazı münferit olgu sunumu çalışmalarında ise pozitron emisyon tomografi/ bilgisayarlı tomografide (PET-BT) ED’nin hafif-orta düzeyde flor (F)-18-florodeoksiglukoz (FDG) ya da galyum (Ga)-68 uptake’i göstererek yanlış sonuçlara neden olabileceği bildirilmektedir.
Sebep olarak artmış vaskülarizasyon ve metabolizmanın neden olabileceği düşünülmektedir. Operasyon öncesinde hastalarımıza MRI, BT ve USG tetkiklerinden biri ya da birkaçı ile görüntüleme yapılmaktadır.
Efd Nasıl Takip Edilmekte?
EFD’nin (sırt nasırı) kesin bir takip-tedavi algoritması yoktur. Özellikle semptomatik olduğunda kabul gören tedavi seçeneği total eksizyondur. Lezyon boyutu 5 cm’nin üzerinde ise kesin cerrahi tedavi önerilmektedir. Ameliyat endikasyon kararında radyolojik görüntülemedeki boyutlardan çok hastanın semptom ve kliniği de önemlidir.
Asemptomatik olguların takip-tedavi hususunda farklı görüşler vardır ve genellikle 5 cm’nin altındaki asemptomatik olgularda cerrahi düşünülmeyebilir.
Efd Nasıl Tedavi Edilir?
EFD (sırt nasırı) nin tedavisi cerrahidir. Cerrahi ile total eksizyonu yani çıkarılması gerekmektedir. Cerrahi esnasında hastaya özel bir pozisyon verilerek skapula kenarda kalmakta ve sonrasında kitleyi saran kaslar aralanmakta (kasları kesmemekteyim) ve sonrasında göğüs duvarına kaburgalara yapışık kitle oradan tamamen sıyrılarak anblok dediğimiz kitlenin hepsini çıkarmaktayız.
Sonrasında kitlenin çıktığı boşluğa küçük bir dren konmakta açılan tüm katlar anatomisine uygun bir şekilde kapatılmakta. Hastamızı genellikle bir gün hastanede takip ediyoruz ertesi gün taburcu etmekteyiz.
Ameliyat Sonrası Ne Gibi Sorunlar Olabilir?
En sık postoperatif komplikasyonlar hematom, seroma, yara yeri enfeksiyonu ve ağrıdır .ED cerrahisi sonrası %0-%4 oranlarında nüks gözlenmekte ve tam olmayan rezeksiyonlarla ilişkilendirilmektedir . Ameliyat sonrası takiplerde radyolojik görüntüleme yöntemlerinden, özellikle USG ve gerekli hallerde MR’dan yararlanılabilir. Cerrahi sonrası en az 5 yıl hastalarımızı takip etmekteyiz.
Leave a Comment